İşe İade Davası: Haksız Feshe Karşı Çalışanların Yasal Hakkı (İzmir Avukat Senem Seyis)

Mahkeme salonunda, mavi tulum ve beyaz baret giymiş, gülümseyen bir işçi zaferini kutlarken, takım elbiseli avukatlar da onu tebrik ediyor.

İşe İade Davası: Haksız Feshe Karşı Çalışanların Yasal Hakkı (İzmir Avukat Senem Seyis)

İş Hukuku, işçi ve işveren ilişkilerinde adil bir denge sağlamayı amaçlar. Bu dengeyi sarsan en önemli durumlardan biri de iş sözleşmesinin feshi sürecidir. Temel olarak iki tür fesih söz konusudur: “Haksız/Haklı Fesih” ve “Geçerli/Geçersiz Sebeple Fesih”. Bir iş sözleşmesi sona erdirildiğinde, bu feshin hukuki dayanağının ne olduğu, yani geçerli bir nedene mi yoksa haklı bir nedene mi dayanıp dayanmadığı, hem işçi hem de işveren açısından farklı hukuki yollar ve talep hakları doğurur. İzmir avukat olarak, bu karmaşık süreçte müvekkillerimize rehberlik ediyoruz.

İş Kanunu’nun 25. maddesi, hem işçi hem de işveren için haklı nedenle fesih imkanı sunar. Bu madde kapsamındaki sebeplerin varlığı halinde, iş sözleşmesi derhal sona erer ve işçilik alacakları da buna bağlı olarak talep edilebilir. Örneğin, işyerinde hırsızlık yaparken suçüstü yakalanan bir işçinin iş sözleşmesi, işveren tarafından derhal ve haklı bir nedenle feshedilebilir. İzmir iş hukuku avukatı olarak haklı fesih süreçlerinin hukuki boyutunu titizlikle değerlendiriyoruz.

Ancak İş Kanunu’nun 18. maddesi, “geçerli nedenle fesih” hallerini düzenler. Bu maddeye göre, 30’dan fazla işçinin çalıştığı bir işyerinde en az 6 aylık kıdeme sahip bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, haklı bir neden olmaksızın (örneğin, işin ekonomik olarak sona ermesi gerekçesiyle ancak işin gerçekte devam etmesi gibi durumlarda) feshedilirse, feshin geçerliliği yargısal denetime tabidir. İşte tam bu noktada İşe İade Davası İzmir, yani iş sözleşmesinin geçerli bir nedene dayanmaksızın feshedildiği (örneğin, işin gerçekte sona ermediği hallerde) açılacak bir tespit davası devreye girer. Bu davada işçi, işveren tarafından sunulan fesih gerekçesinin hukuken geçersiz olduğunu kanıtladığı takdirde, mahkeme kararıyla işe iade edilir ve bununla birlikte yasal olarak belirlenen bazı hak ve alacaklara kavuşabilir. Uygulamada “iş güvencesi” olarak da adlandırılan bu önemli düzenleme, işverenlerin keyfi işten çıkarmalarının önüne geçmeyi amaçlar. İzmir avukat Senem Seyis olarak, iş güvencesi kapsamındaki haklarınızın korunması için hukuki destek sunmaktayız.

İş Sözleşmesi Hangi Durumlarda ve Nasıl Feshedilmelidir? (İzmir İş Hukuku Avukatı)

İş Kanunu Madde 18/1 açıkça belirtir: “Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmaz.” İzmir iş avukatı olarak, geçerli fesih süreçlerinde işverenlerin ve işçilerin haklarını gözetiyoruz.  

İşveren, bir işçinin iş sözleşmesini feshederken hukuken geçerli bir nedene dayanmak ve bu durumu somut delillerle belgelendirmekle yükümlüdür. Sık sık sağlık raporu alan, işe geç gelen veya devamsızlık gösteren bir işçinin sunduğu raporlar ile bu durumun işyerindeki işleyişi nasıl olumsuz etkilediği, işveren tarafından detaylı bir şekilde kayıt altına alınmalı ve mahkemeye sunulabilecek şekilde kanıtlanmalıdır. Uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir fesih nedeni olan “performans düşüklüğü” de, objektif kriterlere dayanılarak ve somut verilerle (belirlenen hedeflere ulaşılamaması, verimlilik düşüşü gibi) kanıtlandığı takdirde geçerli bir fesih sebebi teşkil edebilir. Ancak işveren, performans düşüklüğü gerekçesiyle fesih yapmadan önce, işçiye aynı işyerinde farklı bir pozisyonda çalışma imkanı sunup sunmadığını da değerlendirmelidir. İzmir avukat Senem Seyis, performans düşüklüğü gerekçeli fesihlerde hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunar.

İşveren, herhangi bir nedenle bir işçinin iş sözleşmesini geçerli bir nedenle feshetmeyi düşündüğünde, öncelikle işçiden yazılı veya sözlü savunma almalı ve bu savunma ışığında “feshin son çare olması ilkesi” doğrultusunda, mevcut durumun başka yollarla çözülüp çözülemeyeceği titizlikle değerlendirilmelidir. Eğer başka bir çözüm yolu bulunamazsa, işçiye iş sözleşmesinin feshedildiği yazılı olarak bildirilmelidir. Yazılı bir fesih bildirimi yapılmaması halinde, geçerli bir fesih nedeninden bahsetmek mümkün değildir. Ayrıca, fesih bildiriminde gösterilen geçerli nedenler açık, net ve somut ifadelerle belirtilmeli, genel ve soyut ifadelerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Soyut ifadelerle yapılan bir fesih bildirimi hukuken geçersizdir. İzmir avukat olarak, geçersiz fesih bildirimlerine karşı müvekkillerimizin haklarını etkin bir şekilde savunuyoruz.

Fesih Bildirimine İtiraz Süreci ve Hukuki Yollar (İzmir Avukat)

Kendisine işveren tarafından fesih bildirimi tebliğ edilen bir işçi, bu feshin hukuka aykırı ve geçersiz bir nedene dayandığını düşünüyorsa, işveren nezdindeki olası itiraz yolları tükendiği için yasal süreç başlatma hakkına sahiptir. Bu süreçteki ilk zorunlu adım, dava şartı olan Arabuluculuk Bürosu‘na başvurmaktır. Arabuluculuk sürecinde taraflar arasında bir anlaşmaya varılamazsa, işçi İş Mahkemesi‘nde “İşe İade Davası İzmir” açarak hukuki mücadelesini başlatabilir. İzmir’de işe iade süreci ve arabuluculuk aşaması hakkında uzman avukat desteği sunuyoruz.

İşe İade Davası Açma Şartları Nelerdir? (İzmir İş Avukatı)

Yukarıda kısmen değinildiği üzere, iş sözleşmesi feshedilen her işçi otomatik olarak işe iade davası açma hakkına sahip değildir. Bu tür bir davayı açabilmek için hem işçinin kendisinin hem de işverenin bulunduğu işyerinin belirli yasal kriterleri taşıması gerekmektedir. Bu şartlar özetle aşağıdaki gibidir: İzmir iş avukatı olarak müvekkillerimizi dava şartları konusunda detaylı olarak bilgilendiriyoruz.

A. Temel Dava Şartları:

  • A.1. İşyerinde En Az 30 İşçi Çalışıyor Olması: İşçinin çalıştığı işyerinde, işverenin tüm Türkiye genelindeki şubeleri ve bağlı işyerlerindeki toplam işçi sayısı dikkate alınmak suretiyle, 30 veya daha fazla işçi istihdam ediliyor olmalıdır.

  • A.2. İşçinin En Az 6 Aylık Kıdeminin Bulunması: İşe iade davası açabilmek için işçinin, aynı işveren bünyesinde kesintisiz veya kesintili olarak toplamda en az 6 aylık kıdeminin olması şarttır. Bu 6 aylık kıdem süresine deneme süresi dahil edilmez.

  • A.3. İş Sözleşmesinin Belirsiz Süreli Olması: Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler kural olarak işe iade davası açamazlar. Ancak, sözleşmenin belirli süreli olarak düzenlenmesine rağmen, işin niteliği ve devamlılığı dikkate alındığında aslında belirsiz süreli olduğunun anlaşılması halinde bu kuralın istisnası söz konusu olabilir.

  • A.4. İş Kanunu veya Basın İş Kanunu Kapsamında Çalışıyor Olmak: Deniz İş Kanunu veya Borçlar Kanunu (örneğin, havayolu çalışanları) hükümlerine tabi olarak çalışanlar işe iade davası açma hakkına sahip değildir.

  • A.5. İşveren Vekili veya Yardımcısı Olmamak: İşyerinde işveren vekili veya bu kişilerin yardımcıları konumunda çalışanlar da kural olarak işe iade davası açamazlar.

  • B. Zorunlu Arabuluculuk Aşaması: İşe İade Davası İzmir sürecinin ilk ve zorunlu adımı, iş sözleşmesinin fesih bildiriminin işçiye tebliğ tarihinden itibaren başlayan 1 aylık hak düşürücü süre içinde Arabuluculuk Bürosu’na başvurmaktır. Bu süre kesinlikle kaçırılmamalıdır; aksi takdirde işçi işe iade davası açma hakkını yitirir. Bu 1 aylık süre, takvim ayı esasına göre hesaplanır ve 30 veya 31 gün sürebilir. İşe İade Arabuluculuk Ücreti, taraflarca eşit olarak (%3 maktu) karşılanır. Anlaşma sağlanamazsa, dava sonucunda davayı kaybeden taraf arabuluculuk ücretinin tamamını ödemekle yükümlü olur.

  • C. Dava Açma Süresi (Arabuluculuk Sonrası): Arabuluculuk sürecinde herhangi bir anlaşmaya varılamazsa, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren kesin olarak 15 gün (iki hafta değil) içinde yetkili İş Mahkemesi’nde dava açılması gerekmektedir. Bu süre de hak düşürücü bir süredir ve zamanında dava açılmaması durumunda işçi haklarını kaybeder.

  • D. Zamanaşımı Süresi: İşe iade davası, genel zamanaşımı sürelerine tabi olmayıp, yukarıda belirtilen 1 aylık arabuluculuk başvuru süresi ve 15 günlük dava açma süresi gibi özel hak düşürücü sürelere tabidir. Dolayısıyla, bu davayı açmak için genel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir.

  • E. Yetkili ve Görevli Mahkeme: Bu davalarda görevli mahkeme tartışmasız bir şekilde İş Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise, işçinin en son çalıştığı yerdeki İş Mahkemesi olacaktır. İzmir’deki iş davalarınız için doğru mahkemeye başvurmanız konusunda size yardımcı oluyoruz.

İşe İade Davasının Hukuki Sonuçları (İzmir Avukat Senem Seyis)

İşe İade Davası sonucunda mahkeme, işverenin gerçekleştirdiği iş sözleşmesi feshinin “geçersiz nedenle feshedildiği” yönünde bir karar verebilir. Bu karar, işçiye doğrudan bir maddi alacak hakkı tanımaz; yalnızca feshin hukuka aykırı olduğu tespit edilmiş olur. Ancak mahkeme kararının gerekçesinde, işçinin işe başlatılmaması halinde işverenin ödemekle yükümlü olacağı tazminat miktarları belirtilebilir. İşçi bu tazminatları, ancak işveren tarafından işe başlatılmazsa talep edebilecektir. Bunun tek istisnası, dava süresince işçinin boşta kaldığı döneme ilişkin boşta geçen süre ücretidir. İzmir avukat olarak, dava sonuçlarının müvekkillerimiz için ne anlama geldiğini detaylı olarak açıklıyoruz.

  • A. İşe İade Başvuru Süresi (İşçinin Yükümlülüğü): Davayı kazanan işçi, mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacak olan 10 günlük kesin süre içinde işverene “işe iade talebiyle başvurmak” zorundadır. Bu süre içinde başvurunun yapılmaması halinde işçinin işe iade hakkı düşer.
  • B. İşe İade İhtarnamesi ve Başvuru Şekli: İşçi, işe iade başvurusunu genellikle noter aracılığıyla bir ihtarname göndererek yapar. Ancak bu, zorunlu bir şekil şartı olmayıp, işe iade talebinin işverene ulaştığını ispatlamaya elverişli her türlü yöntemle (örneğin, iadeli taahhütlü posta) başvuru yapılabilir.
  • C. Boşta Geçen Süre Ücreti ve Hesaplanması: Mahkeme kararıyla işe iadesine karar verilen işçinin, işsiz kaldığı dönem için en çok 4 aylık “Boşta Geçen Süre Ücreti” belirlenir. Bu ücret, işveren tarafından işçiye ödenmek zorundadır. Ancak işçi, bu ücretin ödenmesini işe iade başvurusu ile birlikte işverenden talep etmelidir. Boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklar için, feshin geçersiz sayıldığı tarihten sonraki dönem ücretlerine göre hesaplama yapılır. Ücret zammı ya da yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girdiğinde, her iki dönem için ayrı ayrı hesaplama yapılır.
  • D. İşe Başlatmama Tazminatı ve Miktarı: Mahkeme kararında açıkça belirtilen “işçinin işe başlatılmaması durumunda” işveren tarafından ödenmesi gereken “İşe Başlatmama Tazminatı” miktarı, işçinin kıdemine göre belirlenir. Eğer işçi usulüne uygun olarak işverene başvurmuş ancak işveren tarafından işe başlatılmamışsa, işçi diğer tüm işçilik alacaklarından bağımsız olarak bu tazminatı talep edebilir. İşveren işçiyi işe başlatırsa, işçi bu tazminatı talep edemez. İşe başlatmama tazminatı hesaplaması şu şekildedir:
    • 6 ay – 5 yıl arası kıdem: 4 aylık ücret tutarı
    • 5 yıl – 15 yıl arası kıdem: 5 aylık ücret tutarı
    • 15 yıl ve üzeri kıdem: 6-8 aylık ücret tutarı

İşe İade Davası Ne Kadar Sürer? (İzmir İş Davaları Avukatı)

İşe İade Davalarının yargılama sürecinin, yasal düzenlemeler gereği 6 ay içinde sonuçlandırılması hedeflenmektedir. Ancak uygulamada, mahkemelerdeki iş yoğunluğu ve dosya sayısı gibi çeşitli nedenlerle bu süre genellikle 1 yılı bulabilmektedir. Ayrıca, ilk derece mahkemesi kararının ardından istinaf (bölge adliye mahkemesi) süreci de bu sürenin dışındadır. İzmir iş davaları avukatı olarak, dava süreçlerinin olası süresi hakkında müvekkillerimizi bilgilendiriyoruz.

Sıkça Sorulan Sorular: İşe İade Davaları Hakkında Merak Edilenler (İzmir Avukat Senem Seyis Yanıtlıyor):

  • İşe iade davasını kazanırsam ne olur? İşe iade davasının işçi lehine sonuçlanması, işçinin işe geri dönme hakkı kazanması anlamına gelir. Ancak işveren, işçiyi tekrar işe alıp almama konusunda serbesttir. İşçinin işe dönmesine karar verilirse, boşta geçen süre ücreti ödenerek işçi yeniden istihdam edilir. İşveren işçiyi işe başlatmak istemezse, boşta geçen süre ücreti ile birlikte işe başlatmama tazminatını da ödemekle yükümlüdür.
  • İşveren işe iade etmezse ne olur? İşveren tarafından işe iade gerçekleştirilmezse, işçiye İş Hukuku’ndan doğan diğer işçilik alacaklarının (varsa) yanı sıra, mahkeme tarafından hükmedilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı ödenir.
  • İşveren işçiyi işe başlatırsa hangi ödemeleri yapar? İşveren işçiyi tekrar işe başlatırsa, yalnızca boşta geçen süre ücretini ödemekle yükümlüdür. Bu ücret, işçinin son aldığı aylık brüt ücret üzerinden hesaplanır ve varsa prim, ikramiye gibi düzenli ödemeler de bu hesaba dahil edilir. Mahkeme tarafından belirlenen bu süre en çok 4 aylık ücreti kapsar.
  • İşveren işçiyi işe başlatmazsa hangi ödemeleri yapar? Bu durumda işveren, boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödemek zorundadır. Ayrıca, işçinin son aylık maaşı esas alınarak hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatları daha önce eksik ödenmişse, bu fark tutarlar da talep edilebilir. Bu alacaklar genellikle ayrı bir hukuki süreçle talep edilir.
  • Başka bir işte çalışmak işe iade davasına engel olur mu? İş sözleşmesi feshedildikten sonra işçinin geçimini sağlamak amacıyla başka bir işte çalışması oldukça yaygındır. Ancak işveren, mahkeme kararıyla işe iadesine karar verilen işçiyi tekrar işe almak isterse, işçi bu davete icabet etmek zorundadır. Aksi takdirde, mahkeme kararında lehine hükmedilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı gibi alacak haklarını kaybedebilir. Yani, işe iade davası devam ederken veya kazanıldıktan sonra başka bir işte çalışmak davaya engel teşkil etmez, ancak işverenin işe dönüş teklifini reddetmek hak kaybına yol açabilir.
  • İhbar ve kıdem tazminatının mahsubu ve iadesi söz konusu mudur? İşçinin iş sözleşmesi feshedildiğinde, işveren tarafından yasal yükümlülük olarak kıdem ve ihbar tazminatları ödenmiş olabilir. İşe iade davasının kazanılması ve işçinin işe başlatılmaması durumunda, mahkeme tarafından hükmedilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı, ödenen bu kıdem ve ihbar tazminatlarından ayrı olarak talep edilebilir. Ancak işçi işe başlatılırsa, daha önce ödenen kıdem ve ihbar tazminatları, boşta geçen süre ücreti gibi alacaklardan mahsup edilebilir ve eğer fazla ödeme yapılmışsa, işverenin bu fazla kısmı geri talep etme hakkı doğabilir. Bu mahsup işlemleri ve olası iadeler, somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir. İzmir avukat olarak bu konularda detaylı hukuki danışmanlık sunmaktayız.
  • İşe iade davası açmanın maliyeti ne kadardır? Dava masrafları nelerdir? İşe iade davası açılırken, genel dava masrafları (başvurma harcı, gider avansı vb.), mahkeme sürecinde dinlenen tanıkların yol ve yevmiye ücretleri, gerekmesi halinde alınacak bilirkişi raporu ücreti ve keşif yapılması durumunda keşif masrafları gibi kalemler söz konusu olabilir. Bu masrafların toplamı, davanın karmaşıklığına ve sürecine bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte, ortalama olarak belirli bir miktarı bulabilir. Ancak, dava sonunda işçinin haklı çıkması durumunda, yargılama giderleri (dava masrafları ve karşı taraf vekalet ücreti) genellikle işveren tarafından işçiye ödenir. İzmir avukat olarak dava masrafları konusunda müvekkillerimizi bilgilendiriyoruz.
  • Boşta geçen süre ücreti nasıl hesaplanır? Boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar olan ücret ve diğer hakların hesaplanmasında, feshin geçersiz sayıldığı tarihten sonraki dönem ücretleri esas alınır. Yani, işçi sanki çalışmaya devam ediyormuş gibi ücreti ve diğer hakları belirlenir. Bu hesaplamaya, işçinin son aldığı brüt ücreti, düzenli olarak aldığı prim, ikramiye, yol, yemek gibi parasal hakları da dahil edilir. Boşta geçen en çok 4 aylık süre içinde ücret zammı ya da yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girerse, her iki dönem için ayrı ayrı hesaplama yapılır. Yargıtay’ın bu konudaki yerleşik içtihatları da dikkate alınır.
  • İşe başlatmama tazminatı nasıl hesaplanır? İşe başlatmama tazminatının miktarı, işçinin kıdem süresine göre belirlenen belirli bir aylık ücret tutarı üzerinden hesaplanır. Bu tazminat, işçinin işe iade için başvurmasına rağmen işveren tarafından işe başlatılmaması durumunda ödenir ve kıdem süresine göre şu şekilde belirlenir:
    • 6 ay – 5 yıl arası kıdemi olan işçi için: 4 aylık ücret tutarı
    • 5 yıl – 15 yıl arası kıdemi olan işçi için: 5 aylık ücret tutarı
    • 15 yıl ve üzeri kıdemi olan işçi için: 6-8 aylık ücret tutarı

 

İzmir Avukat Senem Seyis olarak, işe iade davaları ve iş hukuku alanındaki tüm hukuki sorunlarınızda yanınızdayız. Haksız bir fesihle karşılaştıysanız veya işe iade süreci hakkında detaylı bilgi almak istiyorsanız, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin. Haklarınızı korumak ve adil bir çözüm bulmak için buradayız.

Hemen Danışmanlık Talep Edebilirsiniz!

Hukuki sorularınıza hızlı ve profesyonel çözümler almak için hemen iletişime geçebilirsiniz.

Hukuki destek ve çözümler için uzman ekibimizle yanınızdayız, her adımda güvenli ve etkili bir rehberlik sunuyoruz.

Çalışma Saati
Pazartesi - Cumartesi

08:30 - 18:30

Bize Ulaşın
Call Now Button
Seyis Hukuk Bürosu | Güvenilir ve Etkin Hukuki Çözümler
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.